Göbeklitepe’yi kim buldu? Ne zaman kim tarafından icat edildi?

Prof. Klaus Schmidt'in arkeolog eşinden Cumhuriyet yazarına Göbekli Tepe  tepkisi: Aklı, fikri, bilgisi olmayanların kalemi yazmaz olsun

Alman arkeolog Klaus Schmidt 1995 yılında Göbeklitepe’nin ilk kanıtlarını buldu.

Göbeklitepe'yi dünyaya duyuran Prof.Dr. Klaus Schmidt'in ismi yaşatılacak -  Yaşam Haberleri

Göbeklitepe, Türkiye’nin güneydoğusunda, Şanlıurfa ilinin yaklaşık 15 km kuzeydoğusunda yer alan bir arkeolojik alanıdır. Tarihi M.Ö. 10.000’lere kadar uzanan bu alan, dünyanın en eski tapınak kompleksleri arasında yer almaktadır. Göbeklitepe, arkeolojik açıdan büyük önem taşımaktadır çünkü burada bulunan kalıntılar, insanların toplu yaşamaya başladığı dönemlere ait oldukları düşünülen yapıları göstermektedir.

Göbeklitepe’nin keşfi ise oldukça ilginç bir hikayeye sahiptir. 1963 yılında, Şanlıurfa Müzesi Müdürü olan Dr. Resul Basyücel, bölgede kazı yapmak için izin alır. Bölgede yapılan incelemeler sonucunda, burada antik bir yerleşim alanı olabileceği düşünülmüştür. Ancak kazılar sırasında, heykeller ve taşlar gibi ilginç buluntular ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu durum, bölgenin arkeolojik açıdan daha da önemli hale gelmesine neden olmuştur.

1970’li yıllarda, Alman arkeolog Klaus Schmidt, Göbeklitepe’nin potansiyelini fark eder ve kazı çalışmalarına başlar. Kazılar sırasında, taş blokların arasındaki oyuklarda bulunan kemikler, bitki kalıntıları ve hayvan kalıntıları gibi bulgular, Göbeklitepe’nin insanların tarımı bırakıp avcılık ve toplayıcılığa geri döndükleri dönemlere ait olduğunu gösterir.

Göbeklitepe, 1995 yılına kadar süren kazı çalışmaları sonucunda, insanların avcılık ve toplayıcılık yaptığı döneme ait kalıntıları içeren bir tapınak kompleksi olduğu keşfedilir. Bu tapınakların, M.Ö. 10.000 ile 8.000 yılları arasında inşa edildiği düşünülmektedir. Göbeklitepe’deki yapılar, taş bloklardan oluşmaktadır ve bu taş blokların üzerinde çeşitli hayvan figürleri bulunmaktadır. Bu figürler, insanların bu dönemde avcılık ve toplayıcılık yaptıklarını göstermektedir.

Göbeklitepe’nin bulunduğu bölge, o dönemde çok verimli bir arazi değildi ve insanların buraya neden bu kadar önem verdiği tam olarak bilinmemektedir. Ancak, Göbeklitepe’nin bu kadar önemli olmasının nedenlerinden biri, burada insanların toplu yaşamaya başladıkları ve bu tapınakların da toplu yaşamın simgesi olduğu düşünülmektedir. Göbeklitepe’deki tapınakların mimari yapısı ve taşlarının işlenmesi de oldukça ilginçtir. Bu taşlar, o dönemdeki teknoloji ile işlenmiş ve yerleştirilmiştir. Ayrıca taşların üzerinde bulunan hayvan figürleri de oldukça detaylı ve gerçekçidir.

Göbeklitepe’nin bulunduğu bölge, dünya tarihindeki insanların avcılık ve toplayıcılık döneminin sonuna doğru, tarımın keşfedildiği dönemlere aittir. Bu dönemlerde, insanlar toplu yaşamaya başlamış ve yerleşik hayata geçmiştir. Bu da insanların kültürlerini ve inançlarını değiştirmiş ve tapınakların inşa edilmesine neden olmuştur. Göbeklitepe’deki tapınaklar da, bu değişim sürecinde inşa edilmiş olabilir.

Göbeklitepe’nin bulunması, tarihçilere ve arkeologlara büyük bir heyecan vermiştir. Çünkü bu bölgede, insanlık tarihinin önemli bir dönemine ait kalıntılar bulunmuştur. Göbeklitepe, aynı zamanda dünyanın en eski tapınak komplekslerinden biri olarak da kabul edilmektedir. Bu nedenle, Göbeklitepe’nin keşfi, insanlık tarihini anlamak için önemli bir kaynak olmuştur.

Göbeklitepe’nin keşfi, aynı zamanda Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerine bir örnek teşkil etmektedir. Göbeklitepe, Türkiye’deki arkeolojik alanların en önemlilerinden biridir ve dünya kültür mirası listesinde yer almaktadır. Bu nedenle, Göbeklitepe’nin korunması ve turizme açılması da önemli bir konudur.

Göbeklitepe, keşfedildiği günden bu yana, arkeologlar tarafından sürekli olarak incelenmektedir. Burada yapılan çalışmalar, insanlık tarihine dair yeni bilgiler sağlamaktadır. Ayrıca, Göbeklitepe’nin turizme açılmasıyla birlikte, bölgeye yapılan ziyaretler de artmıştır. Bu da bölgenin ekonomisine katkı sağlamaktadır.

Sonuç olarak, Göbeklitepe’nin keşfi, insanlık tarihi için önemli bir dönemi aydınlatmıştır. Bu bölgedeki tapınaklar, insanların toplu yaşamaya başladığı ve kültürlerinin değişmeye başladığı dönemlere ait kalıntıları göstermektedir. Göbeklitepe, Türkiye’nin arkeolojik zenginlikleri arasında yer almakta ve dünya kültür mirası listesinde yer almaktadır. Bu nedenle, Göbeklitepe’nin korunması ve turizme açılması, Türkiye için önemli bir konudur.

Göbeklitepe’nin keşfi, aynı zamanda arkeoloji biliminin gelişmesine de katkı sağlamıştır. Burada yapılan kazılar, arkeologlara insanların toplu yaşamaya başlamasının ne zaman ve nasıl gerçekleştiği konusunda yeni bilgiler sağlamıştır. Ayrıca, Göbeklitepe’deki tapınakların inşa edilmesinde kullanılan taşların işlenmesi de, o dönemdeki teknolojinin ne kadar geliştiği konusunda ipuçları vermektedir.

Göbeklitepe’nin keşfi, aynı zamanda kültürel mirasın korunması konusunda da önemli bir dönüm noktası olmuştur. Göbeklitepe’nin turizme açılması, bölgenin ekonomisine katkı sağlamıştır. Ancak bu turizm faaliyetleri, Göbeklitepe’nin korunması konusunda da sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle, Göbeklitepe’nin turizme açılması konusunda dikkatli bir yaklaşım sergilenmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, Göbeklitepe’nin keşfi, insanlık tarihi için önemli bir dönemi aydınlatmıştır. Bu bölgedeki tapınaklar, insanların toplu yaşamaya başladığı ve kültürlerinin değişmeye başladığı dönemlere ait kalıntıları göstermektedir. Göbeklitepe’nin keşfi, aynı zamanda Türkiye’nin arkeolojik zenginlikleri arasında yer almakta ve dünya kültür mirası listesinde yer almaktadır. Göbeklitepe’nin korunması ve turizme açılması, Türkiye’nin kültürel mirasının korunması ve ekonomik kalkınması açısından önemli bir konudur.


Yayımlandı

kategorisi