İlk aşının ne zaman bulunduğuna dair kesin bir bilgi yoktur, ancak aşı uygulamasının tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce Çin’de, çiçek hastalığının bulaşmasını engellemek için bu hastalığın kurutulmuş kabuklarından yapılan bir aşı kullanıldığı bilinmektedir.
Ayrıca, Hindistan’da yaklaşık 1000 yıl önce çiçek hastalığının bulaşmasını önlemek için bağışıklık kazandırıcı bir madde olan variolasyon kullanılmaktaydı. Bu yöntemde, çiçek hastalığına yakalanmış bir kişinin derisinden alınan kabuklar, sağlıklı kişilerin burnuna yerleştirilerek bağışıklık kazanmaları sağlanmaktaydı.
Modern aşılama yöntemleri ise 18. ve 19. yüzyıllarda geliştirilmiştir. İngiliz hekim Edward Jenner, 1796 yılında inek çiçeği hastalığından koruyan bir aşı geliştirmiştir. Bu aşı, insanların çiçek hastalığına karşı bağışıklık kazanmalarını sağlamaktaydı. Bu aşı, daha sonra geliştirilen aşıların temelini oluşturan ilk aşılardan biridir.
Daha sonra, Pasteur, Koch ve diğer bilim insanları, birçok hastalığın neden olduğu mikroorganizmaları keşfederek bu hastalıklara karşı aşılar geliştirmişlerdir. Günümüzde, birçok hastalığın aşısı bulunmuştur ve bu hastalıkların yayılımı önlenmektedir.
Sonuç olarak, ilk aşının ne zaman bulunduğuna dair kesin bir bilgi yoktur, ancak aşı uygulaması insanlık tarihi kadar eskidir. Modern aşılama yöntemleri, 18. ve 19. yüzyıllarda geliştirilmiştir ve günümüzde birçok hastalığın aşısı bulunmaktadır. Aşılar, hastalıkların yayılmasını önlemek ve insanların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olmak için önemli bir araçtır.