Selamlaşma adabıyla ilgili olarak şu kurallara dikkat edilmelidir:
- Mü’minlerin bulunduğu bir yere girerken ve oradan ayrılırken selam vermek gereklidir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Biriniz meclise girdiği zaman selam verdiği gibi, ayrılırken de selam versin. Çünkü birinci selam sonrakinden daha faziletli değildir.” (Tirmizi, es-Sünen).
- Selamlaşırken, küçük olan büyüğe, az olan grup çok olanlara, yürüyen oturana, binit üzerinde olan yaya olana selam verme adabına uyulmalıdır.
- Selama verilen cevap vaciptir ve hemen cevap verilmelidir. Cevabımızı verene mümkün olduğunca duyurmak önemlidir.
- Selam verirken ve alırken sesimizi çok yükseltmemeye veya kısmamaya dikkat etmeliyiz. Sesimizi hürmet ifade edecek şekilde ayarlamalıyız.
- Selamı duymazlıktan gelmek saygısızlık ifade eder, bu nedenle selama cevap vermek önemlidir.
Selamın verilip alınmayacağı yerler şunlardır:
- Tuvalet ve hamam gibi yerlerde selam vermek veya almak uygun değildir.
- Günah işleyen veya günahla meşgul olan kişilere selam vermek ya da selam almak doğru değildir.
- Kur’an okuyan, hadis rivayet eden, vaaz veren, ezan okuyan, kamet getiren ve namaz kılan kişilere selam vermek uygun değildir.
- Fitne çıkarabileceği endişesiyle, genç ve yabancı kadınlara selam vermek uygun değildir. Ayrıca, onların selamına sesli cevap verilmemelidir.